Jeokimya Nedir?
Jeokimya, kaya oluşturan minerallerde bulunan kimyasal elementlerin ve ondan elde edilen ürünlerin yanı sıra canlılarda, suda ve atmosferde bulunan kimyasal elementlerin kökenini, evrimini ve dağılımını inceler.
Dünya’nın ve diğer gezegenlerin kimyasal bileşimini, kaya ve toprakları etkileyen kimyasal süreçleri ve tepkileri, Dünya’nın kimyasal bileşenlerinin uzay ve zaman içindeki değişimlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Bir başka deyişle, jeokimya, Dünya’nın kimyasal hikayesini anlatan bir dedektif gibidir.
Jeokimyacıların Temel Soruları
- Dünyanın kimyasal bileşimi nedir?
- Farklı jeolojik katmanlarda hangi elementler bulunur?
- Elementler Dünya’da nasıl dağılır?
- Kimyasal elementler zamanla nasıl değişir ve dönüşür?
- Jeokimyasal süreçler Dünya’nın iklimi ve atmosferi üzerinde nasıl bir etkiye sahiptir?
- Canlılar jeokimyasal döngülerden nasıl etkilenir ve bu döngüleri nasıl etkiler?
Jeokimya’nın Alt Dalları
Jeokimya, birçok alt dala ayrılır. Bunlardan bazıları şunlardır:
- İzotop jeokimyası: Elementlerin farklı izotoplarının dağılımını ve jeolojik süreçlerdeki rollerini inceler.
- Kosta jeokimyası: Okyanusların ve denizlerin kimyasal bileşimini ve bu kimyasalların deniz canlıları üzerindeki etkisini inceler.
- Çevre jeokimyası: Kirlilik ve diğer insan faaliyetlerinin çevre üzerindeki jeokimyasal etkilerini inceler.
- Mineraloji: Minerallerin kimyasal bileşimini, yapısını ve oluşumunu inceler.
- Petrol jeokimyası: Fosil yakıtların kökenini, oluşumunu ve göçünü inceler.
Jeokimya, jeoloji, fizik, kimya, biyoloji ve matematik gibi birçok farklı disiplinden yararlanan bir bilim dalıdır. Jeokimyacılar, kaya ve toprak örneklerini analiz etmek, jeokimyasal modelleri geliştirmek ve jeolojik geçmişi yeniden inşa etmek için çeşitli laboratuvar ve saha tekniklerini kullanırlar.
Jeokimyadaki araştırmaların sonuçları, doğal kaynakların keşfi ve geliştirilmesi, çevre kirliliğinin anlaşılması ve azaltılması ve iklim değişikliğinin etkilerinin tahmin edilmesi gibi birçok önemli alanda kullanılmaktadır. Jeokimya ayrıca, diğer gezegenlerin ve uyduların kimyasal bileşimini ve jeolojik geçmişini anlamamıza da yardımcı olabilir.
Jeokimya Ne için Kullanılır?
Kullanılan petrol ve mineral sistemler nasıl çalıştığını anlayabilecek ve yeraltı, deniz ve kıyı habitatlarının, ve diğer çevresel konuların çalışmada ve daha birçok araştırmalar için jeokimya kullanılır.
Jeokimya, sadece elementlerin Dünya’daki dağılımını ve gezegenimizin kimyasal tarihini incelemekle kalmaz, bu bilgiler ışığında birçok farklı alana da ışık tutar. Jeokimyanın kullanım alanları oldukça geniştir ve bazı önemli örnekler şunlardır:
Doğal Kaynak Araştırmaları
Jeokimyasal yöntemler, petrol, doğalgaz, maden yatakları ve diğer doğal kaynakların keşfi ve geliştirilmesinde kritik rol oynar. Kayaların ve toprakların kimyasal bileşimi, jeologların yeraltındaki potansiyel cevher yataklarını belirlemelerine yardımcı olur. Bu sayede, doğal kaynakların daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde bulunması ve kullanılması mümkün hale gelir.
Çevre Kirliliği
Jeokimya, doğal ve insan kaynaklı kirleticilerin çevreye olan etkisini araştırmak için kullanılır. Kirleticilerin kaynağını, yayılma yollarını ve çevreye olan zararlarını belirlemek için jeokimyasal analizler yapılır. Bu bilgiler, kirliliğin önlenmesi ve kontrol altına alınması için gerekli çözümlerin geliştirilmesine yardımcı olur. Jeokimyasal çalışmalar sayesinde, daha temiz bir çevre ve daha sağlıklı bir dünya için adımlar atılabilir.
İklim Değişikliği
Jeokimyasal veriler, atmosferdeki sera gazlarının konsantrasyonlarının zaman içinde nasıl değiştiğini ve bunun iklim üzerindeki etkisini anlamamıza yardımcı olur. Bu bilgiler, iklim değişikliğinin nedenlerini ve gelecekteki etkilerini daha iyi tahmin etmemizi sağlar. Jeokimya, iklim değişikliğiyle mücadelede ve sera gazı emisyonlarını azaltmada önemli bir araç olarak kullanılabilir.
Hidrojeoloji
Jeokimya, yeraltı sularının kaynağını, akış yollarını ve kimyasal bileşimlerini incelemek için kullanılır. Bu bilgiler, su kaynaklarının yönetimi ve korunması için gereklidir. Jeokimyasal analizler sayesinde, yeraltı sularının kirlenmesi önlenebilir ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı sağlanabilir.
Arkeoloji
Jeokimyasal analizler, arkeolojik alanlarda bulunan eserlerin yaşını ve kökenini belirlemek için kullanılabilir. Ayrıca, geçmişte insanların beslenme şekli ve yaşam tarzları hakkında da bilgiler sağlayabilir. Jeokimya, geçmiş uygarlıkları ve kültürleri daha iyi anlamamıza yardımcı olur ve arkeolojik araştırmalara önemli katkılar sağlar.
Adli Tıp
Jeokimyasal yöntemler, suç soruşturmalarında da kullanılabilir. Örneğin, bir cinayet mahallinde bulunan toprak ve su örnekleri, şüphelinin suç mahaline gidip gitmediğini belirlemek için kullanılabilir. Jeokimya, adli tıp uzmanlarının suçluları tespit etmesine ve adaleti sağlamasına yardımcı olur.
Uzay Bilimleri
Jeokimya, diğer gezegenlerin ve uyduların kimyasal bileşimini ve jeolojik geçmişini anlamak için de kullanılır. Bu bilgiler, güneş sistemimizin oluşumu ve evrimi hakkında bilgi edinmemize yardımcı olur. Jeokimyasal araştırmalar sayesinde, uzaydaki varlıklar ve Dünya dışı yaşam hakkında daha fazla bilgi edinebiliriz.
Bunlara ek olarak jeokimya
- Tarımsal verimliliği artırmak için toprakların kimyasal bileşiminin optimize edilmesine yardımcı olabilir.
- İnsan sağlığını etkileyen besin elementlerinin ve toksik maddelerin dağılımını araştırmak için kullanılabilir.
- Nükleer atıkların jeolojik depolanması için uygun alanların belirlenmesine yardımcı olabilir.
Jeolojide Jeokimya Nedir?
Jeokimya, Dünya sistemini ve diğer gezegenlerin sistemlerini daha iyi anlamak için kimyasal ilkeleri uygulayan Yer Bilimi dalıdır. Jeokimyacılar, Dünya’yı bir dizi zaman ölçeğinde madde ve enerji alışverişi yapan ayrık kürelerden (kayalar, sıvılar, gazlar ve biyoloji) oluştururlar.
Jeokimya, jeolojinin alt dallarından biri olarak, Dünya’nın ve diğer gezegenlerin kimyasal bileşimini, elementlerin dağılımını ve bu elementlerin zamanla nasıl değiştiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Jeokimyacılar, kimyasal prensipleri kullanarak Dünya’nın sistemini ve diğer gezegenlerin sistemlerini daha iyi anlamaya çalışırlar.
Jeokimyacılar, Dünya’yı bir dizi zaman ölçeğinde madde ve enerji alışverişi yapan ayrık kürelerden (kayalar, sıvılar, gazlar ve biyoloji) oluşan bir sistem olarak ele alırlar. Bu küreler arasındaki kimyasal etkileşimler, Dünya’nın jeolojik geçmişini, bugünkü durumunu ve geleceğini şekillendirir.
Jeokimyanın Jeolojiye Katkıları
- Dünya’nın kökeni ve evrimi: Jeokimyasal araştırmalar, Dünya’nın oluşumundan bu yana kimyasal bileşiminin nasıl değiştiğini ve bu değişimlerin gezegenin jeolojik evrimini nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı olur.
- Kaya ve mineral oluşumu: Jeokimyasal süreçler, kaya ve minerallerin oluşumunu, dönüşümünü ve bozulmasını kontrol eder. Jeokimyacılar, bu süreçleri inceleyerek farklı kaya türlerinin nasıl oluştuğunu ve zamanla nasıl değiştiğini anlayabilirler.
- Magmatik ve volkanik süreçler: Magma ve volkanik gazların kimyasal bileşimi, magmanın kaynağı ve yeraltındaki jeolojik süreçler hakkında bilgi verir. Jeokimyacılar, bu bilgileri kullanarak volkanik patlamaları ve diğer magmatik olayları tahmin etmeye çalışabilirler.
- Hidrojeoloji: Jeokimyasal analizler, yeraltı sularının kaynağını, akış yollarını ve kimyasal bileşimini belirlemek için kullanılabilir. Bu bilgiler, su kaynaklarının yönetimi ve korunması için gereklidir.
- Çevre jeokimyası: Jeokimya, doğal ve insan kaynaklı kirleticilerin çevreye olan etkisini araştırmak için kullanılır. Jeokimyacılar, kirleticilerin kaynağını, yayılma yollarını ve çevreye olan zararlarını belirlemek için jeokimyasal analizler yaparlar. Bu bilgiler, kirliliğin önlenmesi ve kontrol altına alınması için gerekli çözümlerin geliştirilmesine yardımcı olur.
- Paleoklimatoloji: Jeokimyasal veriler, geçmişteki iklim koşullarını ve iklim değişikliğinin nedenlerini anlamamıza yardımcı olabilir. Jeokimyacılar, buz çekirdekleri ve tortul kayaçlardaki elementlerin izotoplarını inceleyerek geçmişteki sıcaklıkları, yağış miktarlarını ve atmosfer bileşimini tahmin edebilirler.
Keşif Jeokimyası Nedir? – Jeokimyasal Arama
Jeokimyasal arama veya keşif jeokimyası, maden kaynaklarının araştırılmasında ve rutin olarak petrol için yaygın olarak kullanılan bir uzaysal örnekleme ve analiz metodolojisidir. Dağılım, kaynak birikintisinden önemli ölçüde daha büyük jeokimyasal ayak izleri üretir.
Keşif jeokimyası, diğer adıyla jeokimyasal arama, maden yatakları ve petrol gibi yeraltı kaynaklarının aranmasında kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem, elementlerin ve element izotoplarının kayaçlar, topraklar, su ve bitkilerdeki dağılımını inceleyerek yeraltındaki cevher yataklarının veya petrol rezervlerinin konumunu belirlemeyi amaçlar.
Keşif jeokimyası, jeokimyasal elementlerin jeolojik süreçler sonucu kayaçlarda ve topraklarda nasıl dağıldığını anlamaya dayanır. Cevher yatakları veya petrol rezervleri oluştuğunda, etrafındaki kayaçları ve toprakları kimyasal olarak etkilerler. Bu kimyasal değişiklikler, elementlerin konsantrasyonlarında artış veya azalma şeklinde kendini gösterebilir. Keşif jeokimyacıları, bu elementlerin konsantrasyonlarındaki değişiklikleri analiz ederek yeraltındaki cevher yataklarının veya petrol rezervlerinin konumunu belirleyebilirler.
Keşif jeokimyası iki ana aşaması
- Örnekleme: Jeokimyacılar, kayaçlar, topraklar, su ve bitkiler gibi farklı jeolojik malzemelerden örnekler toplarlar. Bu örnekler, analiz için laboratuvara gönderilir.
- Analiz: Laboratuvarda, jeokimyacılar elementlerin konsantrasyonlarını ve izotop oranlarını belirlemek için çeşitli analitik teknikler kullanırlar. Bu bilgiler, jeokimyasal haritalar ve jeokimyasal profiller oluşturmak için kullanılır.
Jeokimyasal haritalar: Belirli bir bölgedeki elementlerin konsantrasyonlarının dağılımını gösteren haritalardır. Jeokimyasal profiller ise belirli bir hattan kesit boyunca elementlerin konsantrasyonlarının değişimini gösteren grafiklerdir. Haritalar ve profiller, jeokimyacılara yeraltındaki cevher yataklarının veya petrol rezervlerinin konumu hakkında bilgi verir. Bu bilgiler, daha ileri jeolojik araştırmalar ve sondaj çalışmaları için rehberlik eder.
Keşif Jeokimyası Avantajları
- Büyük alanlarda kullanılabilir: Keşif jeokimyası, geniş alanlarda hızlı ve ucuz bir şekilde kullanılabilir.
- Uzaktan algılama: Jeokimyasal arama, uydular gibi uzaktan algılama teknikleri ile de yapılabilir.
- Derinlere ulaşabilir: Keşif jeokimyası, jeofizik yöntemlerin ulaşamadığı derinliklere ulaşabilir.
- Çevre dostu: Keşif jeokimyası, çevre dostu bir yöntemdir ve çevreye zarar vermez.
Jeokimyadaki ana unsurlar nelerdir?
Jeokimyadaki ana unsurlar genel terim ve bilgiler ölçütünde bazı jeolojik ana eleman, elementlerden oluşmaktadır. Buna göre jeolojik ana elemanlar gibi elemanların yer kabuğunun % 95‘i oluşturur. Şu şekilde sıralaması yapabiliriz; Si, Al, Ca, Mg, Na, K, Ti, Fe, Mn ve P.
Jeokimya, Dünya’nın ve diğer gezegenlerin kimyasal bileşimini, elementlerin dağılımını ve bu elementlerin zamanla nasıl değiştiğini inceleyen bir bilim dalıdır. Jeokimya, bu karmaşık sistemi anlamak için temel unsurlara odaklanır. Bu unsurlar, Dünya’yı oluşturan ve jeokimyasal süreçleri şekillendiren elementlerdir.
Jeokimyadaki ana unsurlar şunlardır:
- Oksijen (O): Yer kabuğunun % 46.6’sını oluşturan en bol elementtir. Su, kayaçlar ve minerallerde bulunur.
- Silikon (Si): Yer kabuğunun % 27.7’sini oluşturan ikinci en bol elementtir. Kuvars ve feldspar gibi birçok kayaç mineralinde bulunur.
- Alüminyum (Al): Yer kabuğunun % 8.1’ini oluşturan üçüncü en bol elementtir. Feldspar ve mika gibi birçok kayaç mineralinde bulunur.
- Demir (Fe): Yer kabuğunun % 5.6’sını oluşturan dördüncü en bol elementtir. Hem kayaçlarda hem de minerallerde bulunur.
- Kalsiyum (Ca): Yer kabuğunun % 3.6’sını oluşturan beşinci en bol elementtir. Kireçtaşı ve dolomit gibi birçok kayaç mineralinde bulunur.
- Sodyum (Na): Yer kabuğunun % 2.8’ini oluşturan altıncı en bol elementtir. Sofra tuzu (NaCl) gibi minerallerde bulunur.
- Potasyum (K): Yer kabuğunun % 2.1’ini oluşturan yedinci en bol elementtir. Feldspar ve mika gibi birçok kayaç mineralinde bulunur.
- Magnezyum (Mg): Yer kabuğunun % 1.5’ini oluşturan sekizinci en bol elementtir. Dolomit ve magnezyum gibi minerallerde bulunur.
- Titanyum (Ti): Yer kabuğunun % 0.6’sını oluşturan dokuzuncu en bol elementtir. İlmenit ve rutil gibi minerallerde bulunur.
- Fosfor (P): Yer kabuğunun % 0.1’ini oluşturan onuncu en bol elementtir. Apatit gibi minerallerde bulunur.
Bu on element, Dünya’nın kabuğunun % 95’ini oluşturur. Diğer elementler ise daha az miktarda bulunur ve nadir elementler olarak adlandırılır.
Jeokimyasal süreçler nelerdir?
İşlemler kayaların ve minerallerin kimyasal bileşimindeki değişim süreçleri, ayrıca kayaların oluştuğu eriyikler ve çözeltiler gibi jeolojik prehistoryası başka bir cisimden olarak toprak oluşumu ile ilişkilidir. Jeokimyasal süreçleri üç ana kategoriye ayırabiliriz:
Magmatik ve Volkanik Süreçler
- Magma oluşumu: Mantodaki eriyiklerin soğuması ve katılaşması sonucu magma oluşur. Magma, elementlerin konsantrasyonunu ve dağılımını etkiler.
- Volkanik patlamalar: Volkanik patlamalar, magmanın atmosfer ve hidrosfere salınmasına neden olur. Bu da elementlerin dağılımını ve jeokimyasal döngüleri etkiler.
Hidrotermal Süreçler
- Sıcak su dolaşımı: Yeraltındaki sıcak su, kayalar ve minerallerle etkileşime girerek elementlerin çözünmesine ve yeniden çökelmesine neden olur. Bu da yeni kayaç ve mineral oluşumuna ve elementlerin dağılımında değişikliklere yol açar.
- Hidrotermal cevher yatakları: Sıcak su, cevher minerallerini taşıyabilir ve yeraltında biriktirerek hidrotermal cevher yataklarının oluşmasına neden olabilir.
Atmosferik ve Biyojeokimyasal Süreçler
- Havalanma: Kayaların ve minerallerin kimyasal ayrışması sonucu atmosferde gazlar ve tozlar oluşur. Bu da elementlerin dağılımını ve jeokimyasal döngüleri etkiler.
- Biyokimyasal döngüler: Canlılar, elementleri atmosfer, hidrosfer ve litosfer arasında taşır ve biyokimyasal döngüleri oluşturur. Bu döngüler, elementlerin dağılımını ve jeokimyasal süreçleri önemli ölçüde etkiler.
Jeokimyacılar neden önemlidir?
Jeokimya, metaller ve petrol gibi Dünya’nın kaynaklarının sömürülmesiyle ilgilenir. Aynı zamanda küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi ve toprak ve su kirliliği gibi günümüzün en önemli çevre sorunlarından bazılarının anlaşılmasına da yardımcı olmuştur. Olmaya da devam edecektir.
Jeokimyacılar, birçok farklı alanda önemli rol oynarlar ve çalışmalarının sonuçları, günümüzün en önemli çevre sorunlarından bazılarının çözümü için kritik öneme sahiptir.
- Doğal Kaynak Keşfi ve Geliştirilmesi: Jeokimyacılar, petrol, doğalgaz, maden yatakları ve diğer doğal kaynakların keşfi ve geliştirilmesinde önemli rol oynarlar. Jeokimyasal analizler, cevher yataklarının yerini belirlemek ve doğal kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlamak için kullanılır.
- Çevre Sorunlarının Anlaşılması ve Çözümü: Jeokimyacılar, küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, toprak ve su kirliliği gibi çevre sorunlarının anlaşılmasına ve çözümüne katkıda bulunur. Jeokimyasal araştırmalar, kirleticilerin kaynaklarını ve yayılma yollarını belirlemek ve çevresel etkilerini değerlendirmek için kullanılır.
- İklim Değişikliğiyle Mücadele: Jeokimyacılar, atmosferdeki sera gazlarının konsantrasyonlarının zaman içinde nasıl değiştiğini ve bunun iklim üzerindeki etkisini anlamamıza yardımcı olur. Bu bilgiler, iklim değişikliğinin nedenlerini ve gelecekteki etkilerini daha iyi tahmin etmemizi sağlar.
- Tarım ve Gıda Güvenliği: Jeokimyacılar, topraklarda bulunan besin elementlerinin ve toksik maddelerin dağılımını araştırmak için kullanılır. Bu bilgiler, tarımsal verimliliği artırmak ve daha sağlıklı gıdalar üretmek için kullanılabilir.
- Arkeoloji ve Tarih: Jeokimyacılar, arkeolojik alanlarda bulunan eserlerin yaşını ve kökenini belirlemek için kullanılır. Ayrıca, geçmişte insanların beslenme şekli ve yaşam tarzları hakkında da bilgiler sağlayabilir.
- Adli Tıp: Jeokimyacılar, suç soruşturmalarında da kullanılabilir. Örneğin, bir cinayet mahallinde bulunan toprak ve su örnekleri, şüphelinin suç mahaline gidip gitmediğini belirlemek için kullanılabilir.
Jeokimyasal veri nedir?
Genellikle çeşitli uzaysal çözünürlüklerdeki alanları kapsayan hükümet ve endüstri jeokimyasal araştırmalarından elde edilir. Bu birleştirilmiş veri kümeleri genellikle 50 veya daha fazla öğeye sahip binlerce gözlem içerir. Jeokimyasal veriler, jeokimyacıların ve diğer bilim insanlarının jeokimyasal süreçleri incelemesine, doğal kaynakları keşfetmesine ve çevresel sorunları çözmesine yardımcı olur.
Jeokimyasal verilerin kaynakları
- Araştırmalar: Hükümetler ve özel sektör tarafından yapılan, kayalardan topraklara, sulardan havadaki tozlara kadar çeşitli jeolojik malzemelerden jeokimyasal analizler içeren araştırmalardır. Bu araştırmalar, genellikle belirli bir bölgedeki elementlerin dağılımını veya jeokimyasal süreçlerin nasıl çalıştığını belirlemek için yapılır.
- Jeolojik Haritalar: Jeolojik haritalar, belirli bir bölgedeki kayaçların ve jeolojik oluşumların türünü, yaşını ve dağılımını gösteren haritalardır. Jeokimyasal veriler, jeolojik haritalara eklenerek belirli bir bölgedeki elementlerin dağılımı hakkında daha ayrıntılı bilgi edinilmesine yardımcı olur.
- Uzaktan Algılama: Uydular ve diğer uzaktan algılama araçları, Dünya’nın yüzeyinin kimyasal bileşimi hakkında bilgi edinmek için kullanılabilir. Uzaktan algılama verileri, jeokimyasal araştırmalar ve jeolojik haritalarla birlikte kullanılarak geniş alanlardaki elementlerin dağılımı hakkında bilgi edinmek için kullanılabilir.
Jeokimyasal verilerin içeriği
- Element konsantrasyonları: Belirli bir jeolojik malzemede bulunan her elementin miktarı.
- İzotop oranları: Elementlerin farklı izotoplarının oranları.
- Jeokimyasal imzalar: Belirli bir jeolojik süreci veya kaynağı gösteren elementlerin ve izotopların dağılımı.
Jeokimyasal rezervuar nedir?
Bu, temel jeokimyasal rezervuarların dahil edildiği bir kutu modelidir. Bunlar çekirdek, manto, okyanus kabuğu, kıtasal kabuk, okyanuslar ve atmosferdir. Dünyanın oluşumu açısından, manto birincil rezervuardır.
Jeokimyasal rezervuarlar, Dünya’daki elementlerin ve izotopların farklı katmanlarda ve kürelerde nasıl dağıldığını anlatan bir kavramdır. Bu rezervuarlar, elementlerin ve izotopların zamanla nasıl hareket ettiğini ve jeokimyasal döngüleri nasıl oluşturduğunu anlamamıza yardımcı olur.
Temel Jeokimyasal Rezervuarlar
Çekirdek
Dünya’nın en iç katmanıdır ve nikel ve demirden oluşur. Çekirdek çok sıcaktır ve yüksek basınç altındadır. Elementlerin ve izotopların çekirdekten kabuğa ve mantoya nasıl geçtiği tam olarak bilinmemekle birlikte, olası mekanizmalar arasında konveksiyon ve difüzyon yer alır.
Manto
Çekirdeği saran ve Dünya’nın toplam hacminden yaklaşık %80’ini oluşturan katmandır. Manto, magnezyum, silikatlar ve diğer elementlerden oluşur. Manto, elementlerin ve izotopların kabuğa ve mantoya nasıl geçtiği için önemli bir kaynak görevi görür.
Okyanus Kabuğu
Okyanusun tabanını oluşturan ince bir katmandır. Okyanus kabuğu, bazalt ve andezit gibi bazik kayalardan oluşur. Okyanus kabuğu, elementlerin ve izotopların okyanuslara nasıl taşındığı için önemli bir kaynak görevi görür.
Kıtasal Kabuk
Okyanus kabuğundan daha kalın ve daha az yoğun olan katmandır. Kıtasal kabuk, granit ve gnays gibi felsik kayalardan oluşur. Kıtasal kabuk, elementlerin ve izotopların atmosfer ve hidrosfere nasıl taşındığı için önemli bir kaynak görevi görür.
Okyanuslar
Dünya’nın yüzeyinin %70’ini kaplayan ve sudan oluşan küredir. Okyanuslar, sodyum, klor ve diğer elementler bakımından zengindir. Okyanuslar, elementlerin ve izotopların atmosfer ve kıtasal kabuğa nasıl taşındığı için önemli bir kaynak görevi görür.
Atmosfer
Dünya’yı saran ve azot, oksijen ve diğer gazlardan oluşan küredir. Atmosfer, karbondioksit ve metan gibi sera gazları açısından da önemlidir. Atmosfer, elementlerin ve izotopların okyanuslara ve kıtasal kabuğa nasıl taşındığı için önemli bir kaynak görevi görür.
Üç jeokimyasal döngü nedir?
Jeokimyasal döngü kategorileri ve örnekleri : karbon döngüsü, fosfor döngüsü, kükürt döngüsü, kaya döngüsü. Üç temel jeokimyasal döngü şu şekildedir;
Kaya Döngüsü
Kayaçların oluşumunu, yıkımını ve yeniden oluşumunu anlatan döngüdür. Kaya döngüsü, magmatik, metamorfik ve sedimenter süreçleri içerir. Magmatik süreçler, eriyik kayaların soğuması ve katılaşmasıyla yeni kayaların oluşmasını sağlar. Metamorfik süreçler, mevcut kayaların yüksek basınç ve sıcaklık altında değişime uğramasını sağlar.
Sedimenter süreçler ise kayaların aşınması ve taşınmasıyla oluşan tortulların birikerek yeni kayaların oluşmasını sağlar. Kaya döngüsü, Dünya’nın kabuğunun ve mantosunun oluşumunda ve değişiminde önemli rol oynar.
Kaya döngüsünün örnekleri
- Bir volkanın patlaması ve eriyik kayanın soğuması ve katılaşmasıyla yeni kayaç oluşması.
- Bir nehrin akıntısıyla kayaların aşınması ve taşınması.
- Kum tanelerinin birikerek kumtaşı oluşması.
Su Döngüsü
Suyun atmosfer, hidrosfer, litosfer ve biyosfer arasında nasıl hareket ettiğini ve zamanla nasıl değiştiğini anlatan döngüdür. Su döngüsü, güneş enerjisi tarafından yönlendirilir ve buharlaşma, yoğuşma, yağış ve yeraltı suyu akışı gibi süreçleri içerir. Dünya’daki yaşamın varlığı için çok önemlidir ve birçok jeolojik süreçte rol oynar.
Su döngüsünün örnekleri
- Güneş ışınlarının su moleküllerini buharlaştırması.
- Buharın yükselerek bulut oluşturması.
- Yağmur veya kar şeklinde suyun yere inmesi.
- Nehirlerin ve akarsuların akması.
Karbon Döngüsü
Karbonun atmosfer, hidrosfer, litosfer ve biyosfer arasında nasıl hareket ettiğini ve zamanla nasıl değiştiğini anlatan döngüdür. Karbon döngüsü, fotosentez, solunum, fosil yakıtların yanması ve volkanik patlamalar gibi süreçleri içerir. Bu karbon döngüsü, Dünya’nın ikliminde ve birçok jeolojik süreçte önemli rol oynar.
Karbon döngüsünün örnekleri
- Bitkilerin fotosentez yoluyla atmosferdeki karbondioksiti emmesi.
- Canlıların solunumu yoluyla atmosferdeki karbondioksiti açığa çıkarması.
- Kömür ve petrol gibi fosil yakıtların yanması sonucu atmosferdeki karbondioksit miktarının artması.
- Volkanik patlamalar sonucu atmosferdeki karbondioksit miktarının artması.