Jeolojik kayıtta aratabakalı (ing. interbeded) olarak bulunan paleosoller, yüzeysel bir bakışla sedimanlara ya da ince taneli bir sedimanter kayaca benzediğinden jeolojik kayıtta pek çok paleosol tanınmadan kalmıştır. Pek çok jeolog/jeoloji mühendisi onu arazide gri, kırmızı, kahverengimsi ve bazen yeşil çamurtaşı olarak tanımlar.
Fenwick (1985) bir paleosolü tanımlamak için kullanılabilecek kriterleri şöyle sıralıyor.
1- Organik maddece zenginleşmiş bir en üst seviyenin varlığı
2- En üst kesimine doğru kırmızılığı giderek artan seviyeler
3- Üst kesimine doğru bozunabilir mineralleri giderek azalmış seviyeler
4- İlksel yapıların solucanlar veya buz etkisi gibi bazı fiziksel biyolojik süreçlerle kopup parçalanması
Retallack (1988), üsttekilere eklenebilecek üç tanımlama kriteri daha sunmaktadır.
1- Bitki kök izleri: ilgili seviyenin yüzeye çıktığını ve üzerinde bitki kolonizasyonunun sözkonusu olduğunu, dolayısıyla toprak gelişiminin varlığını gösterir. Paleosolün üst seviyesi bitki köklerinin çatallandığı düzeydir. Kök izleri aşağı doğru incelir ve dallanır.
2- Kök izleri bataklık benzeri anoksik, suya doygun ortamlarda bitkisel malzemenin iyi korunması nedeniyle en iyi gözlenir. Aerobik ortamlarda gelişmiş topraklarda kök izleri tüp şekilli, asıl apaleosolden farklı bileşim ve renkte (çoğunlukla hafif grimsi yeşilimsi) çizgisellikler olarak izlenir.
3- Farklı toprak seviyelerinin varlığı: İyi gelişmiş bir toprak profilinde kimyasal bozunma ve yıkanmanın sonucunda farklı seviyelerin gelişmesi, paleosollerin ayırtlanmasında bir araç olabilir. Bir eski toprağın en üst kesimi genellikle bir aşınma yüzeyi tarafından kazınmış durumdadır. Ancak daha alt seviyeler birbirinden ve anakayaç/sedimandan dereceli geçişlerle ayrılırlar. İşte bu dereceli geçişler tipiktir. Toprak profilini oluşturan herbir seviyenin tane boyu, rengi, hidroklorik asite karşı reaksiyonu farklılıklar gösterir.
4- Toprak yapıları: Bitki ve hayvanların sebep olduğu biyotürbasyon (ufalanma), kuruyup ıslanma gibi toprak oluşturucu süreçler, ana kayacın ilksel tabakalanma ve sedimanter yapılarını bozarak toprak içinde karakteristik yapılar oluşturur. Bu yapılardan biri “ped” denen daha duraylı toprak agregalarıyla çevrelenmiş düzensiz düzlemler (ing. Cutans) ağıdır. Bu yapı toprağa kırıklanmış bir görünüm verir.
Diğer bir toprak yapısı, toprak içinde gelişen sert, belirgin, kalkerli, demirli veya sideritik yuvarlaklar (ing. globül) dır (globül, nodül ve konkesyonların tamamı için kullanılan bir terimdir). Bunlardan kalkerli globüller kaliçi veya kaliş olarak bilinirler, mikroskopik ölçekten desimetrik boyutlara kadar ulaşabilirler. Bazı örneklerde globüller birbirine geçerek birkaç metre kalınlığında tabakalar oluşturabilirler.