Dünyadaki tatlı su rezervleri açısından bakacak olursak, yeraltı suları dünyamızdaki tatlı su kaynaklarının dörtte üçünü oluşturmaktadır. Tatlı sular rezervlerini kullanılabilirlik açısından düşündüğümüzde (Buzullar hariç), yeraltı suları hemen hemen tatlı su kaynaklarının tamamına yakın bir kısmını oluşturmaktadır:
Yeraltı suları %95
Göller, nehirler %3,5
Toprağın nemi %1,5
Su kaynaklarını genel anlamda 4 ana grupta toplanabilir:
- Yüzey suları (Surface water) : Nehir, göl, çay, deniz ve okyanuslar
- Atmosferik sular (Atmosferic water): Yağmur, kar, dolu
- Yeraltı suları (Groundwater)
- Kozmik sular (Cosmic water): Uzaydan meteoritlerle gelmiş olan juvenil
sular.
Yer altı suyunun Düşey Toprak Profilinde Dağılımı
Doygun zonda (zone of saturation) gözeneklerin tamamı su ile doludur. Bu zonun üstünde yer alan havalanma zonunda (zone of aeration) gözeneklerde hem hava hem de su bulunmaktadır.
Havalanma zonu yeraltı suyu tablası ile yer yüzeyi arasında kalan bölgedir. Havalanma zonu genelde 3 alt zondan oluşmaktadır: Toprak suyu zonu, orta zon ya da vadoz suyu zonu, ve kapiler ya da kılçallık sacağı.
Toprak suyu zonu yer yüzeyine yakın bir zon olup aşağıya doğru kök zonuna kadar uzanmaktadır. Bu zondaki su dağılımı, yer yüzeyindeki mevsimsel ve günlük yağışlardaki, sulamadaki, hava sıcaklığındaki ve nem oranındaki değişimlerden ve sığ bir su tablasının varlığından etkilenmektedir: Toprak suyu zonunda yer alan su süzülmeyle aşağıya doğru, buharlaşma ve bitkisel terleme ile de yukarıya doğru hareket etmektedir.
Yağışın az olduğu zamanlarda uzun bir süre yerçekimin etkisi altında drenaja mazur kalan toprakta geri kalan su miktarına arazi kapasitesi (field capacity) denir. Arazi kapasitesinin altında, toprak kapiler su içermektedir. Kapiler sular (Capillary water) tanelerin çevresini devamlı bir film şeklinde kaplamakta olup yüzeysel gerilim etkisi ile tanelerin etrafında ince bir tabaka şeklinde tutunmaktadır.
Yüzeysel gerilim sıvıların yüzeylerine özgü bir olaydır. Burada yüzey moleküllerinin birbiri arasında, sıvı kitlesinin içindeki moleküller arasında bulunandan daha fazla bir kohezyon mevcut olup bu nedenle sıvı yüzeyi gerilmiş elastik bir ince tabaka şeklinde hareket etmektedir. Bu sular kapiler kuvvetler etkisi altında hareket etmekte olup, bitkiler tarafından kullanılabilmektedir.